Mutluluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mutluluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
0

Happy Birthday - Yas Hep 30

Özel günler bence hem iyi hem kötü: 
Önce iyi kismini diyeyim, malum insan sebepsiz bir baska mutlu hissediyor kendini, daha bir bebeksi ^^
Kötü kismi ise beklenti olmasi: Hic kimse "ben beklentisizim" demesin, biz bayanlar mutlaka minicik bile birsey olsa bekliyoruz esimizden, ailemizden, arkadaslarimizdan :) Sanki o gün herkes beni düsünsün, beni sevgi seline bogsun, vicik vicik simarayim, agzim iki karis acik kalip kapanmasin falan istiyor, istiyorum, istiyoruz :D Yani bir gün yaa,  senede bir güncük idare edin böylelerini dimi :P  Zaten normal günlük kosusturmalardan bir selami bile zor verenler var artik, böyle günler bahane oluyor daha fazla ilgilenebilmek icin. Yoksa normalde daha cok ilgilensin becerebiliyorsa o kisiler, özellikle "tek tarihe sigdiramam ben sevgimi" diyenler siz cok tarih belirlerseniz de olur yani :D
Sabah uyanincadan itibaren, "acaba bugün kimler kutlayacak dogumgününü" diye düsünüyorsun bi, tamam sen düsünmeyen birisin, ben düsündüm :P Kutlayan kisilerin %70i sanal alemden beri zaten...%70in de %30u samimi bir mesaj yaziyor, gerisi cok siradan "iyiki dogdun, mutlu yillar" bitti. Ben mesajin samimiyetinin bile kokusunu aliyorum ama yaa, cidden aliyorum. O mesaj smiley ile süslenmeli bi kere, kelimeler kisaltilmamali, özenli cümleler secilmeli...
Yani sen de ne püsküllüymüssün demeyin, ben kendim böyle yapiyorum ya düzgün ya da hic. 
Ama bakiyorum da benim 5-10 cümle yazdigim bana 1 cümleyi bile düzgün yazmiyorsa, yani 1 dakikasini bile dogru düzgün ayiramiyorsa aramizdaki bagi bir düsünelim derim.
Hey okuyucum, beni simdiye dek anladiysan zaten tamamdir olay ;)
O degil de yas gidiyor yaa, neyin kutlamasi bu :P 30'a girmek her yil nereye kadar ^^
Bir de günümün en favorisi esimin yazdigi siirimsi mektuptu, yazmak cok zordur onun icin, buna ragmen denemis birkac gün...Yani o an belki bir pirlanta bile o kadar sevindiremezdi zengin gönlümü :P Ikinci en duygulandigim kizimin cabasi, kutlama hazirligi stresiydi...Ve ikimiz beraber yatsi namazini kildik, sonra bugüne özel Dua istedim ondan: Daha nice dogum günlerimi kutlamayi dilemis :) Uyumadan önce de "iyiki varsin anne, biz de olmazdik yoksa" dedi :)
Bir de evin adam gibi adami var, hani büyük askim olur kendisi :) O da bugün "Anne sen cok iyi bir annesin bence" deyiverdi ya tamamdir hediye fasli kapanmistir, daha alasi mi olur yaa :)
Diger maddi hediyeleri saymayacagim, benim icin bunlar yetti de artti bile...
Evet "iyiki dogmusum" deyiverdim. Dün geceden el actim Sahibim'e, alemlerin Rabbi'ne: Beni var ettin, ben hata etsem bile yine rizkimi verdin, özür dilemem icin sayisiz imkan sundun...Simdiye kadar ki tüm günahlarimi bu dogumgünü hediyem olarak siler misin Rabbim? Istemeyi Veren'im, acizim, yalniz Senden diliyorum, yalniz Sana muhtac olmak istiyorum. Dedim de dedim iste birseyler...Diyemediklerimi de zaten O anladi biliyorum.
Tesekkürler Allah'im.
0

Tozlandim



Son zamanlar birikmis olan kirginliklarimin benim enerjimi düsürdügünü hissediyorum: Insan söyleyemediklerinin yükünü tasiyormus...
Söylesen bi dert söylemezsen ayri... Konusmak zor ama susmak daha zor...
Hayattan istediklerim aslinda ortadaydi hep, hic karmasik bir kisi olmadim: 
Mesela yakinlarim tarafindan yanlis anlasilmak en nefret ettigim seylerdendir. Yahu beni taniyorsunuz ama siz, yoksa tanimiyor musunuz? Ya da taniyor gibi mi yapiyordunuz?
Yani ben neden yakinimdakilere kendimi ifade etmeye, böyle demek istemistim demek zorunda kaliyorum!
Mesela güvenmek, huzur bulmak istiyorum sevdiklerimin yaninda ama hep en yakin zannettiklerim yoruyor beni. Yani samimi bir itiraf bu, suan cok üzgün olsam gidip kucaginda aglayabilecegim kimse yok. Ufacik Mahir'imin kafama dokunup "ciciiis ciciiiis" yapip beni teselli etmesi en büyük zenginligim oldu. Yani tabiki birileri cikar teselli eder ama onlarin tesellisi kuru kaliyor iste. 
Sonra diyorum kendi kendime, ahh be hayat zaten böyleydi, sen yas oldu 35 yeni actin gözlerini. Önceden pembe görmeye calistigindan görememissin. Belki artik yoruldugundan pembe gözlükleri de cikarir olmussun...
Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin. Iste gidemedigimden gütmeye calisiyorum.

Bunlari hissetmeme sebep olan herkese kirginim.
Mutlulukla gülerkenleri yorgun gözlerimi farketmediniz mi yoksa? Gözlerimin taa icinin feri sönmüs bi kere...Ya da soluk bir cicek misali iste. Yakinima gelip gelip seyretmek yerine, biri dibimdeki otlari koparsa, biri az sulasa, digeri sadece konussa sevse...belki yeniden canlanirdim? Ama siz benim soldugumu bile farkedemediniz dogru ya! Bendeki de laf iste. Bosverelim, sizler nasilsiniz?

#BugündeBöyle
6

Prenses'in Recelleri


Azönce kizim uyumadan bir masal anlatir misin deyince basta saat gec oldu baska aksam falan dedim ama kisa süre sonra kendimi onun yaninda buldum, 10dk. daha vaktim elbet vardir baska zamana niye erteliyordum ki...Ve bu defa ilk kez masalima sizleri de dahil ediyorum, yani azönce anlattigimi buraya da yazacagim :) 
*Kizim kücüklügünden beri kitaplardan okudugum degil de en cok böyle uydurduklarimi sever...


Prenses'in Recelleri

Bir zamanlar cok uzak ülkelerin birinde güzel mi güzel, meyve yemeyi coook seven bir prenses varmis. Emir vermis tüm bahce görevlilerine fidanlar dikilsin diye, cünkü meyveler büyüyünce kendi elleriyle toplayip yiyecekmis. Günler gelmis gecmis, dikilen fidanlar hic güzel gelismiyor ve soluyormus hatta...Yeniden diktiriyormus yine ayni sonuc, daha bir cicek acan agac bile olmamis hicbiri... Halbuki cevre semtlerin evlerinin bahcesinde ne güzel meyve agaclari varmis. Bir gün böyle kara kara düsünürken en yakin arkadasi ona "neden bu fidanlari kendin dikmiyorsun bir kez de, hem bu seni daha cok mutlu edecek eminim" demis. Prenses ona hak vermis, gercekten simdiye dek neden kendi dikmeyi düsünmemiski! Hemen prenses gibi degil de normal görünümlü biri olarak pazara gitmis arkadasiyla fidanlarini bile kendi secmis elleriyle. 3 cesit fidan almis, kendisi icin elma, annesi cok sevdigi icin armut, ve babasi icin erik. Tam odasinin penceresinden görünen bir yere dikmis fidanlarini onlarin büyüdügü hayalini kura kura...Aradan birkac gün gecmis odasindan bakiyormus ama birsey yok henüz. Yürüyüse ciktiginda geri gelirken oraya ugramis bir de yakindan ne görsün, minicik yesil fidanlar, hemen etrafini temizlemis, biraz sulamis, gözlerinin ici umutla dolmus. Artik sadece odasindan bakmakla yetinmiyor daha cok bahceye cikiyormus. Bir gün fidanlari seyrederken taaa eskilere dalmis, o an duygulanmis ve gözünden bir damla yas elma fidanina degince birkac karis uzamis fidan aniden, prenses bir an hem ürkmüs hem de sasirmis. Diger damlasi da armut fidanina düsünce aynisi olmus...Prenses mutluluk gözyasi dökmüs fidanlarina. Ertesi gün cicek acmis ücü de. Bunu gören bahcivanlar sizin özel bir ilaciniz mi var nasil oldu bu is diye sasirmislar. Tam da o günlerde prensesin dogumgünü yaklasiyormus ve özel hazirliklar varmis. Ve dogumgünü sabahi uyandiginda bir de ne görsün, 3 agaci da meyve dolu. O an ici kipir kipir olmus ve ellerini kocaman acip Allah'a sükretmis, "Allah'im bunlar senin dogumgünü hediyen biliyorum, cok tesekkürler" demis. O gün gelen misafirlere de ikram edilmis meyvelerden. Aradan günler gecmis yine ve prenses bir sürü daha meyve dikmis bahcesine, incir, seftali, ayva, nar, üzüm, kiwi, kiraz, bögürtlen...Ve sarayin yanina minik ama coook sevimli bir klübe yaptirmis, orada toplanan meyvelerle receller yapilip satiliyormus. Tabii prensesin bahcesi artik dilden dile duyuldugu icin ünlüymüs, herkes bu meyveleri ve recellerini tatmak istiyormus. Artan meyveleri de etraftaki fakirlere dagittiriyormus. O bir sepet verse Allah ona 10 veriyormus, öyle de bereketliymis ki...Babasi koskoca prensesinin böyle islerle ugrasmasini yorucu buluyormus ama onun bir hedefi varmis, biriken paralarla harika bir okul yaptirmis. O zamana kadar esi benzeri görülmemis bir okul. Babasi kiziyla gurur duymus. Prenses fidanlari kendinin dikmesini öneren arkadasina tesekkürünü unutmamis tabii, onu o recel isinin basina getirmis, beraber yürütüyorlarmis. Vee ülkedeki hicbir recel onlarinkinin tadini tutmuyormus. Böyle mutlu mesut yasayip gitmisler. 
Gökten 3 meyve düsmüs biri bana biri bu masali okuyana biri de kime olsun? :)

Fotograf: Minimundus/Kärnten'da cekilmistir.

4

Merhaba 2

En son kizimin dogumgününde ugramisim bloga, simdi ise oglumun dogumgünü icin acmak istedim burayi :)
Özlemisim. Her ne kadar diger sosyal aglarda aktif olunsa da blogta yazmak ayri yaa. Sanki bir dosta mektup yazar gibi daha samimi geliyor bana hep. Keske hersey az ve öz kalsaydi...

Her neyse, iki yil önce günlerden cumartesi gecesiydi. Annem ilk kez Viyana'da yanimdaydi. Aslinda torunu dogmus olsun öyle gelsin diye ayarlamistik tarihini ama torunu o gelmeden dogmadi, hatta gelince de bikac gün bekletti ^^ Hastane minik beyaz globulileri verip beni eve yollamisti ve pazar sabahi artik dogum icin yatiracaklardi. Yani bu saatler asiri da heyecanim vardi diyemem, Özcan Deniz'in yeni bir dizisi baslamisti onu izlemistik, ben kek bile yapmistim karnim burnumda :D Sabah güzelce hazirlanip gittik ve zaten devamini da dogum hikayemdeki yazidan okuyabilirsiniz

Annelik cok güzel, bunu üstelik daha bugün yorgunluktan bunalmis aglamis azönce de birseyleri onlarca kez söylettirmis kizima sitemlenmis biri olarak yaziyorum ^^ Güzel iste! Bugün Mahir'imin dogumgünü, 2 yasinda, artik bebek diyemeyecegim ona, cocukluk dönemine adim atiyor. O benim ruhumun ilaci, bunu sirf laf olsun diye yazmiyorum buraya, gercekten ruhuma cok iyi geliyor. Buraya yazmadiysam da bazi gelismelerini, onun icin ailece tuttugumuz günlügüne yazdim biraz.

Mesela yatmadan önce bir rutinimiz var: Genelde muz atistirilir, bez degistirilip pijama giyilince herkese iyi geceler dilenir, anneyle dogru odaya. Kucagimda emerken ben de "Sordum sari cicege..." ilahisini mirildanirim, ardindan 3 kez salavat okurum ve sessizce Felak-Nas-Ihlas-Fatiha-Ayetel Kürsi okuyup ona dogru üflerim. Biraz daha kucak sefasi yapariz, birbirimize bakariz, ellerini öperim, yüzüme dokunur...Sonra kendi yatagina koyarken "Seni cok seviyorum, iyi geceler" derim. Vee son aylar rutine yeni eklenmis olan masal sefasi baslar :D Ben yatagima uzanirim, o da yataginda ayaga dikelir ve "masal annatt" der. -Neyli masal olsun? dedigimde genelde inekli, eti pufflu, okullu, sinekli, atli en favorileridir ^^ Hatta bazi masallari hic degistirmem ayni anlatirim pek anlatasim yoksa o gün, bazen de degisik fikirlerle zenginlestiririm. Sonra "bugünlük bu kadar, devami yarin" derim. Bazen itiraz edecek gibi olur ama... "Simdi de istersen sen anlat bana" dedigimde ise bir varmis bir yokmusla baslar ve anlatmaya cabalar, bir iki kelime der bazen susar gözlerime bakar ben tamamlarim onu, demek istedigi cok sey var biliyorum ki... Ben tamamladikca ve sonra nolmuss diye sordukca devam etmeye calisir... Sinekkk vizzzz vizzzz adam iggghhh, sonaaa sinek addaa adam haaa puuu haaa puuu. Sinek cok ses yapiyormus adami uyutmuyormus sonra disariya cikinca evden adam bir rahat uyuyabilmis hatta horlayarak uyuma taklidi yapar burda :D Yani  buraya o güzel ifadelerini yazmam mümkün degil, öyle güzel ki ve anlatirken ki mutlulugu gözlerinin o los isikta parlayisi...Vee bu merasimlerden sonra hadi uyuyalim deyip ben arkama dönüp uyuma numarasi yaparim, o da uyumaya calisir yataginda. Ben odadan cikmiyorum o iyice dalana dek. Ilk baslar bu yatakta bekleme fasli beni cok bunaltiyordu, cünkü bazen oldu 1,5 saat bile durdum. Ama ben oradayken daha rahat uyuyor sanki.Orada bir de uyumamak icin telefon elimde birseyler okuyup dururum...Kalkinca kafam sepet gibi olur, güya bir-iki saat oturmak icin uyumamisimdir. Bana kalan tek süre cünkü kacirmamak lazimdir ^^

Sadece aksam rutini bile bu kadar sürdü sabaha gecmeyeyim ben :D Gün icinde oglumun evdeki sesi sanki cennetten gelmis kus gibi civil civil...Elhamdülillah diyoruz onu gördükce duydukca öyle. Babasi eve gelince, ablasi okuldan gelince cok mutlu oluyor. Parkta en cok kaymayi seviyor, pespese cikip kayiyor usanmadan :) Bugün yerde sac bulmus bana uzatiyor, ufak bi cöp bulsa da bunu yapiyor, titiz olacak hee bu cocuk diyorum, hosuma da gidiyor tabi :) Sebze pek sevmiyor, et seviyor, makarna-pilav, corba cok seviyor. Meyve yemeyi de cok seviyor. Onu benim kadar kimse taniyamaz, iste anneligi özel kilan birsey de bu.
 -Beni seviyor musun dedigimde kocaman gülerek -Haaayiiiiir diyor ve surat ifademe bakiyor, biliyor bunu sevmeyecegimi ^^ Ama gözleri bakarken bile nasil sevgidolu oldugunu gösteriyorki, yemezler bu tribini ogul :)

Rabbimden hep hayirli evlat olmalarini, yollarina iyi insanlar cikmasini, kazasiz belasiz ve saglikla büyümelerini diliyorum. Insallah nice yillara beraberce :)

4

COK Mutsuzum


"Heyy cok mutsuzum, neler oldu neler.."diye baslayan bir cümle ile "Heyy okuyucum cok mutluyum, cünkü...." diye baslayan cümle arasinda fark var degil mi? O farklardan biri bence mesela ilkinin daha ilgi cekecegi!

Insanlar üzüntü haberlerine miknatis gibi daha hizli ve cabuk yaklasirken mutlulugu paylasmada gayet gevsek hatta takip etse bile ortak olmak yerine icten kiskancliklar kurabiliyorlar.
Biz ne zaman bu hale geldik?
Elimizde son bir ekmegimiz kalsa hic düsünmeden onu paylasir miyiz?
Beklentiler, cikarlar, pohpohlamalar, samimiyetsizlikler...
Bunu basimdan bir olay gectigi icin yazmiyorum suan, son senelerden gözlemlerim böyle.
Insan iliskileri sosyal aglar ile beraber daha da ölüyor gibi. Bir o kadar daha cok iletisim gibi gözükse de öyle degil. O iletisimdekilerin cogu zor bir gününde yaninda mi olacak zannediyorsun sen? Ben %5 diyorum en cok.
Adam diyelim ki kan ariyor, paylasiyor, listesindeki en yakin akrabalarindan sikayetci. Birakin kan bulmayi o paylasimi bile paylasmiyorlar destek olalim diye mesela...Zir yabanci yardim ediyor, o da iyi kalbini korumus insanlardan biri iste. Allah razi olsun, böyle insanlar hic tükenmesin, yoksa bu dünya nasil bir yer olur...Düsene bir tekme de sen vur!
Bana da vuruldu o tekmelerden zamaninda! Affediyorsun ama unutmuyorsun bunlari...
"Cocugumun okulda dersleri zayif, kayinvalidemle kötüyüz, islerim hep ters gidiyor, ev alacaktik olmadi, cantami kaybettim, esimle fena tartistik, sinavim berbat gecti..." desen kac kisi senin üzüntüne yürekten ortak olacak bir düsün? Iste o insanlari hic kaybetme, degerini sevgini göster.

Özel günün geliyor biri yaziyor ki "mutlu yillar", tamam cok güzel tebrik ettin ama bunun ici bos sanki, hani sevgi, ilgi, özen? Yani sirf yapmis olmak icin yapmak yapmaciklik degil de ne...Mutlu yillarin yanina birkac kelime daha eklesen, belki bir fotograf bulup Google'dan koysan daha önemsemis olmaz misin? Yapmak zorunda degilsin elbet ama o zaman "ben buralardayim, varim!" deme. Zoraki varlik yok gibidir.

Ne yaparsan yap sevgiyle yap, yüreginden geliyorsa yap.
Birine katacagin  ufak tebessüm bile belki eline verilecek hayat kitabinda birkac güzel sayfa doldurur belli mi olur? Ee hep ben mi, demeden...Evet "sen"! Kimse bilmese de anlamasa da iyiligi gören Allah var.
Birak karsiliklar beklemeyi...Verdigin cogalip sana geri dönecek, cünkü Rabbimiz'den cömerti yok.



6

Sürpriz Mektup (Etkinligi)

Dogurmadan yeni bir etkinlik yapalim istedim^^ Belkide son zamanlar mektup kutularimi acip biraz karistirmak bu sevgimi deprestirdi...

Bayrama mektuplasalim mi ? :)
Facebook Sayfamizda sorunca mektuplasmak isteyenleri, 10 kisi olduk bile :) Belki blog araciligiyla da katilan olabilecegini düsündüm.

Etkinlik hakkinda madde madde detaylari yaziyorum:
~ Zarflar/mektup kagitlari satin alindigi gibi gönderilmemeli, biraz süs-püs, koku, el emegi katilmali...

~ Icine mektup harici ufak hediyeler ekleyebilirsiniz (kitap ayraci, buzdolabi miknatisi, kartpostal...vs.)

~ Zarf standart ebatlarda olmali (paket degil!) ki kimse icin zor olmasin (hazirlamasi/göndermesi)...

~ Mektuba karsidaki kisi icin olusturup yazdigimiz bir Dua karti eklenmeli...

~ Tüm katilimcilar lütfen 18 Eylül'e dek tam isminizle beraber posta adresinizi mail adresime yaziniz.(kelebekgibi@hotmail.com) 21 Eylül'e dek herkese yazacagi kisinin adresini iletecegim ins. Bir hafta icinde yani 22-28 Eylül tarihleri arasi mektuplar postaya verilmeli.

~ Eger sizlerden istek gelirse yurtici-yurtdisi katilimcilari ayirabiliriz aksi takdirde karisik olacak...

~ Etkinligin ismi "Sürpriz Mektup" yani katilimcilar (mail yoluyla) bana adres gönderecek ve rastgele cekilis ile kim kime cikarsa ben adresleri dagitacagim, böylelikle kimse kendisine kimden mektup gelecegini bilmeyecek (ben haric:P)...

~ Bu etkinlige gercekten isteyenler ve önem verenler katilsin lütfen! Sonra geciken-gitmeyen-ertelenen postalar olmamali! Kimseye haksizlik olmasini istemiyorum! Katilim, verilmis bir sözdür...

~ (Isteyen) blogcu arkadaslarin etkinligi yukaridaki resimle birlikte sayfalarinda duyurmalari daha cok katilim icin faydali olacaktir :)

Anlasilmayan bir nokta da ya da sorunuz varsa bana yaziniz :) Ben de unuttugum birsey olursa ekleme yaparim...
Tüm mektupseverleri bekliyoruuum :)


0

Kalbimdeki Geniş Oda


 Suan yanimda dünya kupasi macinin yari finaline bakiyorsun, yanimda olman bana bir parca güven, bir parca güc ve en cokta huzur veriyor, bir de hayatima sevgi, renk ve anlam katiyor :)
Rabbime sükürler olsun seninle gecirdigim her dakika icin...

Sicak havalarla cok aram yoktur bilirsin...Hem senin dogdugun hem de gönlümün sicaginin sana aktigi ay olmasa Temmuz'u böyle sevmezdim belkide...

Gözlerinin icininde beraber gülümsedigi bakislarla bakiyorsunya hani bana, mutlu oluyorum, istiyorumki ömürboyu o gülerken kücülen gözler öyle kalsin, Rabbim hep güldürsün...



Hayatimda ilk kez yaptigim Cheesecake'den saat 12'ye gelince bir dilim yedin, bu dogumgünü de böyle olsun dedim :) Devaminda sahurda senin icin hazirladigimiz notlari verecegiz kizimla, 10 tane o, 22 tane de ben yazdim, yani senin yeni yasin sayisinca...En güzel hediye sevgiyi göstermek, duygulari paylasmak olacagini düsündük :) Diger bir hediye ise gec siparis edildigi icin yollarda henüz :P Umarim isine yarar birsey secebilmisimdir...Ama en eeenn güzel hediye henüz karnimda durmakta ^^ Insallah o da Ekim ayinda aramiza katilip bir kez daha baba olmanin güzelligini yasatacak sana...

Diliyorum ki Rabbim hayat yolculugumuzda hayirli adimlar attirsin bize ve birbirimizin cennete gitme sebebi olabilelim...
Nice saglikli, mutlu ve huzurdolu yillara centilmenim :)


*Esimin cocukluk fotograflarini seviyorum ^^
*Kizimin babasina notlarindan üc tanesini ekledim, cocuklarin duygulari daha bir özel degil mi...
* Cheesecake tarifini portakalli denedim ama baska meyveyle daha da güzel olacagini düsünüyorum...


0

Kars'tan Pembeler Maviler


Cok sükür posta kutum arada bir hareketlenmeye devam ediyor :) En son canim kardesim kizimin dogumgününe birseyler göndermisti ve tabii bizi de unutmayip sevindirecek birseyler eklemis, fotograf bulunsaydi Pc'de ekleyecektim ama yok...


Yine dün dogum icin hastaneye kayit olma islemlerinden sonra eve gelmistik ki biz yokken postacinin kagit biraktigini gördük, hemen kim göndermis diye bakinca, ismin nerdeyse hergün haberlestigim birinden oldugunu gördüm ^^ Hamiledas diyorum ona, aramizda 3 hafta fark var cünkü.. Bana sürpriz yapip posta hazirlamis hic belli etmeden :) Kendisinin blogu da var: Basibaglikiz


Her biseyi ben severim diye özenle sectigini görünce cok mutlu oldum. Hediyelesmenin tekrardan pek güzel bir sünnet oldugunu hatirladim :) Özel gün, zaman, mekan, uzaklik önemli degil...Sevildigini hissetmek duygusu harika :) 

Paketimden neler neler cikti :) Puantiyeli tutacak, kelebekli aski, dantel servisler, kizima canta-yüzük ve okumalik, bebegimize minik güzellikler, buzdolabimdaki miknatis koleksiyonuma bir yenisi daha, özel gün fotograflarindan...vs. English home ürünlerini hep begeniyle takip etmisimdir zaten ama buralarda magazasi yoktu, oradan alinmis birseyleri karsimda görmek o sebeple ayri hos oldu :) 
Tesekkürler Basibaglikiz :)

Cok sükür Allah'a etrafimda (az ve öz) sevenlerim, dua edenlerim, hal hatir soranlarim var her daim :) Dilerim ki Rabbim onlari etrafimdan hic eksik etmesin ve hep güzel günlerini göstersin bana...


*Daha önceleri bazi postalarimi paylasmistim, merak edenler icin hepsi burada:


12

Yüzünüz çiçek açsın

 
Soguk ama günesi parlayan bir günden hepinize merhaba :)
Umarim sagliginiz yerindedir ve etrafinizda enerji dolu, sevgi dolu insanlar vardir.

Mektup gibi bir baslangic oldu evet :) Herzaman icimden geldigi gibi yazmaya calisiyorum, akisina birakmak iyi oluyor. 
Yukarida "enerji dolu insanlar" demisken bu konuyu biraz acalim istiyorum.
Ilk önce bunun zitti olan enerjisiz insanlari tanimlarsak? Ben bir baska deyisle negatif enerji yüklü olanlar diyebilirim. Yani hayata bakislariyla, hareketleriyle, konustuklariyla, yaptiklariyla negatif bir duygu olusturan...
Mesela birisi benim yanimda hep birilerini cekistirip duruyorsa, bana hep hayatinin olumsuz yönlerini anlatiyorsa, sorunlar karsisinda cözümcü degilde maglup olmus gibiyse hep, cabucak kabalasabiliyorsa...vs. Iste bu kisi benim icin cevremde fazla görmek istemedigim negatif kisidir. Yani onun yanindayken ancak icime olumsuzluklar girer, bana da bir kenarindan birsey yapisir...
Halbuki pozitif enerjili insan öyle mi? Girdigi ortama günes actirir adeta, agzindan kelimeler cikarken bile sizi rahatlatir, bolca gülümsemeyi huy edinmistir, baskalariyla cok isi olmaz, olumsuzluklar karsisinda da canli kalabilmeyi korur/cabalar, doluya tutulduysaniz size korunak gibi olur, ayri bir güven verir, sevgi verir.
Iste herzaman böyle kisilerin cevremizde olmasini diliyorum Allah'tan. 

Konunun ilham kaynagi: Sabah metroda karsimda biriyle konusup cok icten gülücüklerini savuran makyajsiz kiz ile diger tarafta duran yüzüne makyaj yapmaya calismis ama surati cok asik duran bir kadin...

Bir insani en güzel yapan makyaj gülümsemektir, hem de bedava ve yan etkisiz :) 

Haydi simdi hayat nasil olursa olsun birazcik gülümseyin :)


Back to Top